Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | ileri görüşlülük | farsightedness i. | ||
Now, nobody could doubt the validity and farsightedness of that decision, although at the time it was controversial. O zamanlar tartışmalı olsa da şimdi kimse bu kararın geçerliliğinden ve ileri görüşlülüğünden şüphe edemez. More Sentences |
||||
Genel | ileri görüşlülük | longsightedness i. | ||
Genel | ileri görüşlülük | latitudinarianism i. | ||
Genel | ileri görüşlülük | prospicience i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Speaking | ||
Konuşma | neyse ki ileri görüşlülük edip | luckily I saw this coming expr. |